Pakistan ve Hindistan, çatışmaların sona ermesinin ardından askerlerini 30 Mayıs’a kadar barış zamanı pozisyonlarına geri çekme konusunda anlaştı. İlişkilerin normalleşmesine yönelik atılan adımlar, 7 Mayıs’ta Pakistan’a düzenlenen saldırılarla patlak veren çatışmalar sonrası sağlanan ateşkesin bir sonucuydu.
Adı açıklanmayan yetkililer, her iki ülkenin askeri liderlerinin aşamalı geri çekilmeyi aktif bir şekilde koordine edeceğini belirtti. Bu adım, güven arttırıcı önlemlerin devamı olarak nitelendirildi ve ABD ile diğer ilgili ülkelerin diplomatik çabalarının katkısıyla gerçekleşti. Karar, ateşkesin ikinci aşaması olarak tanımlandı.
Hindistan’ın Cemmu ve Keşmir eyaletindeki Pahalgam’da turistik bir noktada gerçekleşen terör saldırısında 26 sivilin hayatını kaybetmesi, Hindistan-Pakistan arasındaki gerilimi artırmıştı. Hindistan, saldırıda Pakistan’ın rolü olduğunu iddia etmiş, ancak Pakistan yönetimi bu iddiayı reddetmişti.
Hindistan Silahlı Kuvvetleri, Pakistan’a yönelik “Sindoor Operasyonu”nu başlatarak terör altyapısını hedef aldıklarını açıklamıştı. Pakistan ise, Hindistan’ın saldırılarına karşılık olarak Bunyan-un-Marsoos Operasyonu’nu başlatmıştı. Karşılıklı saldırılarda Pakistan’da 51 kişi, Hindistan’da ise 31 kişi hayatını kaybetmişti.
Bu gelişmelerin ardından gerçekleşen geri çekilme anlaşması, bölgede gerginliğin azalmasına ve normalleşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlayacak gibi görünüyor. Her iki ülke de, barış zamanı pozisyonlarına geri çekilmeyi önemli bir güven arttırıcı adım olarak görmekte ve bu süreci aktif bir şekilde ilerletmeyi planlamaktadır.
İki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerginliklerin azalması, bölgede istikrarın sağlanması açısından önemli bir adım olacaktır. Ayrıca, bölgede yaşayan insanların güvenliği ve refahı da bu tür anlaşmaların hayata geçirilmesiyle olumlu yönde etkilenecektir.
Pakistan ve Hindistan arasındaki geri çekilme anlaşması, bölgede barış ve istikrarın sağlanması adına olumlu bir adım olarak karşılanmalıdır. Her iki ülke de bu süreci destekleyerek, bölgedeki gerginliğin azalmasına ve ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlamalıdır. Bu tür adımlar, bölgede yaşayan insanların güvenliği ve refahı için önemli bir adım olacaktır.