Pakistan’ın Pencap eyaleti, muson yağmurlarının yol açtığı seller nedeniyle tarihinin en ağır felaketlerinden birini yaşıyor. Yoğun yağışların ardından gelen sellerde can kaybı 159’a ulaşırken, en az 300 kişinin de yaralandığı bildirildi. Felaketin bilançosu her geçen gün ağırlaşıyor.
Yerel yetkililerin aktardığı bilgilere göre, can kayıplarının önemli bir kısmı evlerin çatılarının çökmesi sonucu meydana geldi. Pencap Eyaleti Başbakanı Meryem Navaz, birçok bölgede “acil durum” ilan edildiğini duyurdu. Arama kurtarma çalışmaları devam ederken, hükümet insani yardımların ulaştırılması için tüm olanakların seferber edildiğini açıkladı.
Felaketin boyutlarını gözler önüne seren en çarpıcı görüntülerden biri, hafta başında Pencap’ta görev yapan yerel kanal Ruhi TV muhabiri Ali Musa Rıza’nın canlı yayın sırasında sele kapıldığı anlar oldu. Yayın sırasında suyun kuvvetiyle savrulan muhabir, “Görüyorsunuz su beni itiyor. Burada durmak çok zor. Kendimi güvene almalıyım” ifadelerini kullandıktan sonra suda sürüklenmeye başladı.
Ali Musa Rıza, bölge halkının yaşadığı sıkıntıları gösterebilmek adına yayınını sel sularının içinden gerçekleştirdiğini belirtti. Olay, medyanın afet bölgesindeki zorluklara karşı nasıl bir fedakârlık içinde çalıştığını da gözler önüne serdi.
Pakistan’da temmuz-eylül ayları arasında etkili olan muson yağmurları, her yıl yüzlerce kişinin ölümüne ve büyük çaplı maddi kayıplara neden oluyor. Uzmanlar, iklim değişikliğine bağlı olarak bu tür afetlerin hem şiddetinin hem de sıklığının artacağı uyarısında bulunuyor.
Pencap eyaletinde meydana gelen seller, ülkenin acil yardım ihtiyacını bir kez daha gözler önüne serdi. Yaşanan felaket, hükümetin ve yerel yetkililerin acil durum planlarını gözden geçirmesi gerekliliğini ortaya koydu. Ayrıca, medya mensuplarının da benzer durumlarda daha dikkatli olması ve can güvenliğini riske atmadan haber yapma sorumluluğunu hatırlattı.
Ali Musa Rıza’nın sel sularına kapılma anı, medyanın görevini ne kadar ciddiye aldığını ve toplumun yaşadığı acıları duyurma çabasını göstermesi açısından önemli bir örnektir. Bu tür felaketler karşısında sadece yardım etmek değil, aynı zamanda farkındalık oluşturmak da önemlidir. İklim değişikliği gibi küresel sorunlar karşısında alınması gereken tedbirlerin ve acil durum planlarının ne kadar kritik olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Pakistan’daki sellerin yol açtığı felaket, ülkenin acil yardım ihtiyacını ve iklim değişikliğinin yarattığı riskleri bir kez daha hatırlatmaktadır. Bu tür afetler karşısında hükümetlerin ve toplumun daha duyarlı olması, acil durum planlarının güncellenmesi ve medyanın daha dikkatli bir şekilde haber yapması gerekliliği vurgulanmalıdır. Herkesin ortak çabasıyla, benzer felaketlerin etkileri en aza indirilebilir ve toplumlar daha güvenli hale getirilebilir.
