İran medyası, İsrail’in güneybatıdaki Ahvaz ve Mahşehr kentlerinde Devrim Muhafızları’na ait kışla ve karargahları eş zamanlı olarak hedef aldığını bildirdi. İsrail’in İran’a yönelik saldırılarıyla başlayan çatışmalar 9. gününde de devam ediyor. Diplomasi trafiğinin hız kazandığı bu süreçte, karşılıklı saldırılar da devam ediyor.
İran medyasında yer alan haberlere göre İsrail, güneybatıdaki Huzistan eyaletine bağlı Ahvaz kenti ile Mahşehr Limanı’ndaki İran Devrim Muhafızları Ordusu’na ait kışla ve karargahlara eş zamanlı saldırı düzenledi. Saldırının ardından hava savunma sistemlerinin devreye girdiği ve yoğun duman yükseldiği görüldü. Ahvaz, İran’ın başlıca petrol üretim bölgesi olan Huzistan eyaletinin başkentidir.
İran medyası ayrıca, İsrail güçlerinin sabaha karşı İsfahan’daki nükleer tesisi vurduğunu duyurdu. Ancak tesiste herhangi bir nükleer sızıntı tespit edilmedi. Öte yandan İran saldırıları da gün boyunca devam etti. İsrail medyası, İsrail’in kuzeyindeki Beyt Şean şehrinde bir binanın drone saldırısıyla vurulduğunu bildirdi. Saldırıda can kaybı veya yaralı olmazken, İran’a ait Şahed-136 insansız hava aracının ilk kez İsrail’in Demir Kubbe hava savunma sistemini aşmayı başardığı kaydedildi.
İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, İsrail ordusunun İran’ın Kum kentindeki saldırısında, Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’nün Filistin Birliği lideri Saeed Izadi’yi öldürdüğünü iddia etti. Ayrıca, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun İkinci İnsansız Hava Aracı Tugayı Komutanı Amin Pür Cudaki’nin de dün gerçekleştirilen hava saldırısında öldürüldüğü açıklandı.
Bu gelişmeler, İsrail ve İran arasındaki gerilimin arttığını ve çatışmaların devam ettiğini gösteriyor. Taraflar arasında diplomatik girişimler devam ederken, karşılıklı saldırılar da sürekli bir şekilde gerçekleşiyor. İsrail’in İran’ın kritik noktalarını hedef alması ve İran’ın da karşılık vermesi, bölgedeki tansiyonun yüksek olduğunu gösteriyor. Bu durum, bölgede istikrarsızlığın artmasına ve daha büyük çatışmaların çıkmasına yol açabilir. Uzmanlar, taraflar arasında diyalog ve diplomasi yoluyla çözüm bulunması gerektiğini vurguluyor.