Süveyda ilinde Dürzi milisler tarafından başlatılan kanlı çatışmalar, sadece bölgesel bir iç savaş krizi olarak görülmüyor, aynı zamanda İsrail’in uzun vadeli stratejik planının ilk adımı olarak yorumlanıyor. İsrail destekli ayrılıkçı Dürzi lider Hikmet el-Heciri’ye bağlı milislerin bir hafta içinde yüzlerce sivili öldürmesiyle birlikte, bölgedeki gerginlik tehlikeli bir seviyeye ulaştı.
Suriyeli araştırmacı Amar el-İsevi’ye göre, yaşanan gelişmeler, “Davut Koridoru” adı verilen ve İsrail’i Golan Tepeleri’nden Fırat Nehri’ne kadar indirmeyi amaçlayan büyük bir işgal projesinin sahaya sürülmesi anlamına geliyor. El-İsevi, “Dürziler sadece bu planın bir parçasıdır. Süveyda’daki hedef, Dera ve Kubeytra kırsalına ilerleyerek İsrail ordusuyla buluşmaktır. Sonrasında Lazkiye ayaklandırılacak ve YPG ile Haseke-Dera bağlantısı kurulacaktır. Türkiye’yi güneyden kuşatma planı sahada uygulanıyor” dedi.
El-İsevi ayrıca Dürzi lider el-Heciri’nin, Hizbullah üzerinden yürütülen uyuşturucu ticaretiyle yılda 500 milyon dolardan fazla gelir elde ettiğini iddia etti.
Suriye ordusundan Ebu Abdullah isimli bir komutan da İsrail’in doğrudan sahada olduğunu belirtti. Komutan, “Siperlerimizi ve ikmal konvoylarımızı sürekli olarak bombalıyorlar. Bu savaş, Dürzilerle değil, İsrail’le” dedi ve Süveyda’daki askeri hareketliliğin najansi hedefinin Lazkiye’yi Şam’dan ayırmak ve YPG ile ortak bir hatta Türkiye sınırına ulaşmak olduğunu belirtti.
Uzmanlar, İsrail’in “Dürzistan” ve “Kürdistan” hayaliyle dört parçalı bir Suriye hedeflediğine dikkat çekiyor ve bu yapının doğrudan Türkiye’ye sınırdaş olacağına işaret ediyor. PKK/YPG’nin Haseke’den Süveyda’ya insani koridor açma girişimi ise bu planın kuzey ayağını oluşturuyor.
Prof. Dr. Tevfik Erdem, süreci “Terörsüz Türkiye” vizyonunu sabote etmeye yönelik olarak değerlendirerek, “İsrail’in yeni komşusu artık Suriye değil, Türkiye olacak” dedi. Erdem’e göre bu süreçte, asıl mücadele İsrail’in ipini elinde tutan Amerika ile yürütülmelidir.
