Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Uçum, “siyasi tutsak” ifadesinin kullanılmasına tepki göstererek süreçte kullanılacak dil konusunda uyarılarda bulundu. Uçum, terör vesayetinin tasfiye edildiğini ve bu durumun sadece terör örgütleriyle ilişkili siyasi mecralar ve partiler üzerinde değil, aynı zamanda dilde de kendini gösterdiğini belirtti.
Uçum’un ifadelerine göre, siyasi tutsak ifadesi kesinlikle kullanılmamalıdır çünkü Türkiye’de siyasi tutsak bulunmamaktadır. Hukuki açıdan tanımlanmış olan şüpheli, sanık, tutuklu, hükümlü, terör suçlusu gibi statüler vardır ve bu statüler hukuki kavramlardır. İdeolojik ve politik nitelemelerle hukuki gerçekleri değiştirmek mümkün değildir. Suçluyu suçsuz göstermek, yolsuzluk yapanı kahraman ilan etmek veya terörle işbirliği yapanı mağdur olarak göstermek hukuki gerçeklikle bağdaşmamaktadır.
Uçum, siyasi tutsak ifadesinin hem hukuki hem de insan hakları açısından yanıltıcı olduğunu vurgulayarak bu tür saldırgan dillerden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde, hukuk reformu gibi önemli konuları konuşmanın mümkün olmayacağını ifade etti.
Dem Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise bu sözlere tepki gösterdi. Bakırhan, Diyarbakır’da katıldığı bir toplantıda Uçum’un siyasi tutsak ifadesine karşı çıkarak, bu ifadenin yerine daha uygun terimler kullanılması gerektiğini savundu. Bakırhan’a göre, siyasi tutsak ifadesi hukukun varlığını ve demokrasinin işleyişini sorgulamaktadır.
Sanki hukuk ve demokrasi varmış gibi davranıp siyasi tutsak ifadesini kullanmanın yanlış olduğunu belirten Bakırhan, insanların düşünce ve inançları nedeniyle cezaevinde tutulduğunu unutmamak gerektiğini söyledi. Bakırhan’a göre, siyasi rehine terimi siyasi tutsak teriminden daha doğru bir şekilde durumu ifade etmektedir.
Mehmet Uçum’un siyasi tutsak ifadesine karşı çıkması ve bu ifadenin hukuki gerçeklikle bağdaşmadığını vurgulaması önemlidir. Tuncer Bakırhan’ın da bu konudaki eleştirileri ve alternatif önerileri dikkate alınmalıdır. Türkiye’nin terörsüz bir geleceğe doğru ilerlemesi için doğru dilin kullanılması ve hukuki gerçeklikten sapmamak önemlidir.