Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerinin seçileceği süreçte yaşanan kriz, önemli gelişmelere sahne oldu. Geçtiğimiz hafta Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon’da AK Parti milletvekilleri tarafından ad çekme yöntemi yerine ‘tekrar oylama’ talep edilmesi, CHP’li milletvekillerinin tepkisine neden oldu. CHP’li vekiller, bu durumu hukuka aykırı bulduklarını belirterek Genel Kurul’da yapılacak seçime katılmayacaklarını açıkladı ve salonu terk etti.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, HSK üyelerinin belirleneceği seçim sürecinin hukuksuzluk örneği olduğunu vurgulayarak, bu durumu “Anayasa’ya karşı bir yan kesicilik teşebbüsü” olarak nitelendirdi. Özel, konuyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını belirtti ve “Yürütmeyi durdurma” talebiyle başvuruda bulunacaklarını ifade etti.
Özel, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “HSK ile ilgili mesele tam bir hukuksuzluk meselesi. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bugün HSK seçimi sonlandığında, yarın başvuruda bulunacağız, ‘yürütmeyi durdurma’ talepli bulunacağız. Anayasa’da belirtilen kurallara uymayan AKP, üçüncü turda olmayan bir oylama icat edip, kendi ve MHP’nin oylarını bölerek kuraya girecek adayları belirlemeye çalışıyor. Bu durum, Anayasa’nın amacını saptırma ve hileli bir yöntemle sonuç almaya çalışma çabasıdır. Anayasa, nitelikli çoğunluk arayarak uzlaşma sağlanmasını öngörüyor. Bu skandal bugün Meclis’te tartışılacak ve yarın AYM’ye taşınacak. Anayasa’nın açık hükümlerine karşı yapılan bu girişim, Anadolu’nun her köşesinde tepkiyle karşılanacak.”
Yaşanan bu kriz, Türkiye siyasi gündemine bomba gibi düşerken, HSK üyelerinin seçimi sürecinde yaşanan hukuksuzluk tartışmaları da devam etmekte. CHP’li vekillerin tavrı, muhalefetin bu konudaki kararlılığını ortaya koymuş durumda. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, Türkiye’nin yargı sistemi ve demokrasisi açısından önemli bir dönemeç olabilir. Bu sürecin sonucunda hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkelerin korunması adına atılacak adımlar, ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıyacak.