Vestel CEO’su Ergün Güler, Ramazan ayı vesilesiyle şirket çalışanlarına yönelik tepkilerle karşı karşıya kaldı. Zorlu Holding bünyesinde fajansliyet gösteren şirketin CEO’su Bekir Cem Köksal, Güler’e Ramazan mesajı nedeniyle sert bir şekilde yanıt verdi. Köksal, Güler’e gönderdiği e-postada “Dinden bağımsız bir duruşumuz var” ifadesini kullanarak, olayın sosyal medyada büyük yankı uyandırmasına sebep oldu.
Tepkilerin ardından savcılık da harekete geçerek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Köksal hakkında inanç, düşünce ve kanajanst hürriyetinin engellenmesi suçundan soruşturma başlattı.
Vestel CEO’su Güler’in Ramazan mesajı ise krize neden oldu. Güler, mesajında Ramazan ayının getirdiği birlik, beraberlik ve dostluk duygularını vurgulayarak, bu mübarek ayın ülkeye, dünyaya ve Vestel ailesinin mensuplarına barış, kardeşlik ve mutluluk getirmesini temenni etti. Güler, Hz. Mevlana’nın Mesnevi eserinden alıntı yaparak Ramazan’ın insanın nefsini terbiye etme ve Allah’a yakınlaşma ayı olduğunu belirtti. Mesajıyla çalışanlarına sevgi ve huzur dolu bir Ramazan ayı dileyen Güler, Köksal’ın tepkisini üzerine çekti.
Zorlu Holding CEO’su Cem Köksal, Güler’in mesajına tüm çalışanların görebileceği bir platformda sert bir yanıt verdi. Köksal, kurumsal olarak sadece Şeker ve Kurban Bayramlarını kutladıklarını belirterek, Ramazan ayının şirketin 70 yıllık tarihinde kutlanmadığını ifade etti. Dinden bağımsız bir duruşları olduğunu vurgulayan Köksal, Güler’i daha önce uyardığını hatırlatarak, aynı hatanın tekrarlanmaması gerektiğini belirtti.
Bu olayın ardından sosyal medyada büyük bir tartışma başladı ve kullanıcılar iki CEO arasındaki görüş ayrılığını yorumladı. Bazıları Güler’i desteklerken, bazıları da Köksal’ın tavrını haklı bulduklarını ifade ettiler. Vestel ve Zorlu Holding gibi büyük şirketlerin yöneticileri arasındaki bu çekişme, iş dünyasında da yankı uyandırdı ve farklı görüşlerin tartışılmasına sebep oldu.
Vestel CEO’su Ergün Güler’in Ramazan mesajı Zorlu Holding CEO’su Bekir Cem Köksal’ın sert tepkisiyle karşılaştı ve bu durum sosyal medyada geniş kitleler tarafından tartışıldı. İki büyük şirketin yöneticileri arasındaki bu anlaşmazlık, iş dünyasında da yankı uyandırdı ve farklı görüşlerin ortaya konmasına neden oldu. Bu olay, kurumsal iletişim ve yönetimde dini ve kültürel hassasiyetlerin nasıl ele alınması gerektiği konusunda da düşündürücü bir örnek oluşturdu.