Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşamış olan Halil Ağa’nın hayatı, eşleriyle yaşadığı problemlerle dolu olduğu rivayet edilmektedir. İlk eşiyle sorunlu bir ilişkisi olan Halil Ağa, ikinci evliliğinde de huzuru bulamamıştır. İki eşiyle de problem yaşayan Halil Ağa, ayrıca annesinin gelinleriyle yaşadığı anlaşmazlıklarla da uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu nedenle günleri, ayları hatta yılları, üçü arasındaki bitmek bilmeyen sorunlarla mücadele ederek geçirmiştir.
Zamanla sıkıntılarından dolayı hastalanıp yatağa düşen Halil Ağa, ölmeden önce eşlerinden intikam almak istemiştir. Bu amaçla, dönemin önde gelen imamlarından birine giderek ölümünden sonra mezar taşına “Karı dırıltısından öldü” şeklinde bir yazı yazılmasını istemiştir. Mezar taşı şu şekilde yazılmıştır:
“Merhum ve mağfûr
İla rahmeti Rabbihi’l-Gafur
Karı dırıltısından vefât eden
Es-Seyyid Halil Ağa
Ruhuna Fatajans
Sene 1260 (1844)”
Halil Ağa’nın isteği üzerine mezar taşına bu yazı yazılmış ve onun eşlerinden intikam alma isteği mezarı üzerinde ifade edilmiştir. Bu olay, dönemin toplumunda oldukça ilginç ve dikkat çekici bulunmuştur.
Halil Ağa’nın hayatı, eşleriyle ve aile içi ilişkileriyle dolu olan bir dönemin tipik bir örneğini yansıtmaktadır. Bu tür sorunlar ve anlaşmazlıklar, o dönemde sıkça karşılaşılan durumlardan biri olarak görülmektedir. Halil Ağa’nın eşlerinden intikam alma isteği de, bu tür ilişkilerde yaşanan çatışmaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.
Mezar taşına yazılan bu ifade, Halil Ağa’nın ölümünden sonra da onunla ilgili anılmaya devam etmesine neden olmuştur. Bu şekilde, Halil Ağa’nın hayatı ve yaşadığı sorunlar, dönemin toplumunda uzun süre konuşulan ve merak edilen bir konu olmuştur.
Halil Ağa’nın hayatı ve eşleriyle yaşadığı problemler, Osmanlı İmparatorluğu döneminin sosyal ve kültürel yapısını yansıtan önemli bir örneği oluşturmaktadır. Bu tür hikayeler, o dönemin insanlarının yaşadığı günlük hayatın ve ilişkilerin karmaşıklığını ve zorluklarını yansıtmaktadır. Halil Ağa’nın mezar taşına yazdırdığı ifade de, onun yaşadığı sıkıntıları ve eşlerinden intikam alma isteğini sonraki nesillere aktaran önemli bir simge olarak kalmıştır.