İsrail’in İran’a yönelik başlattığı saldırılar sonrasında Tahran’ın misilleme yapmasıyla bölgede tansiyonun yükseldiği bildirildi. Tel Aviv yönetiminin bu hamlesinin ardındaki nedenler de gün yüzüne çıktı.
Fox News’e konuşan ismi açıklanmayan bir İsrailli üst düzey istihbarat yetkilisi, 13 Haziran’da başlatılan saldırıların ardından İran’ın daha sürprizlerle geleceğini belirtti. İsrail’in, İran’ın önümüzdeki iki yıl içinde 8 bin balistik füzeye sahip olacağına ilişkin bir değerlendirme yaptığını aktaran istihbarat yetkilisi, bu durumun saldırı kararının nedenlerinden biri olduğunu ileri sürdü. Ayrıca, Tel Aviv yönetiminin İran’ın elinde 2 bin balistik füze bulunduğuna inandığı da belirtildi.
İsrailli yetkili, saldırıların şiddetlendirileceğini ima ederek, “Çok sayıda sürprizimiz var.” dedi. Aynı yetkili, “İki yıl sonra aynı noktada olacağımızı bilerek bu operasyonu sonlandıramayız. Her şey planlandığı gibi gidiyor. Aslında, planlanandan daha iyi.” şeklinde konuştu.
İsrail, 13 Haziran’da İran’ın çeşitli kentlerindeki nükleer tesisler ve ordunun üst komuta kademesini hedef alan geniş çaplı saldırılar düzenledi. Saldırılar sonucunda İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, Hatemul Enbiya Merkezi Karargah Komutanı Gulamali Reşid, Devrim Muhafızları Hava ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Emir Ali Hacızade dahil olmak üzere 20’ye yakın üst düzey askeri yetkili ve 9 nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. Sivil kayıpların ise toplamda 78 olduğu açıklandı.
İran’ın bu saldırılara gece yarısı misilleme yaparak karşılık verdiği belirtildi. Tahran yönetimi, saldırıların süreceğini ifade ederken, İran ordusunun İsrail’e balistik füzelerle gerçekleştirdiği misillemeye 3 kişinin hayatını kaybettiği ve 172 kişinin yaralandığı bildirildi. Yaralıların çoğunun hafif şekilde yaralandığı açıklandı.
İsrail ve İran arasındaki gerilim tırmanırken bölgedeki tansiyonun yüksek olduğu gözlemlenmektedir. İki ülke arasındaki çatışmanın devam etmesi durumunda daha fazla can kaybı yaşanabileceği endişesi de artmaktadır. Taraflar arasındaki gerilimin artık bir çözüme kavuşturulması gerektiği vurgulanmaktadır.