İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan 8 genç hakkında yaşanan olaylar yargı sürecine taşındı. Gençler, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş” suçlamalarıyla hakim karşısına çıkarıldı. Hakimlik, Sabancı Üniversitesi öğrencisi olan ve babasının ülke için firkateynler üreten bir firma CEO’su olduğunu belirten avukatın savunması sonucu 24 yaşındaki gencin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Diğer 7 genç ise tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Benzer bir durum ise başka bir dosyada yaşandı. 19 genç, “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş” suçlamasıyla hakim karşısına çıkarıldı. 17 genç tutuklanırken, sadece 2 genç adli kontrolle serbest bırakıldı. Bir öğrenci, Saraçhane’ye gitmediğini ve olaylara karışmadığını belirterek serbest bırakılmasını talep etti. Avukatı ise müvekkilinin maske takmadığını ve sadece izlemek için Cumhurbaşkanının yemeğine gittiğini belirtti. Müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını talep etti.
Tahliye edilen diğer gencin avukatları da mahkemeye darp raporlarını sundu. Hakimlik, dosya kapsamı ve şüphelilerin savunmaları dikkate alındığında tutuklamanın orantılı olmayacağına karar vererek adli kontrolle serbest bırakılmasına hükmetti. Bu kararın ardından gençler adli kontrol şartlarıyla serbest bırakıldı.
Gençlerin tutuklanma süreci ve yaşanan olaylar, toplumda büyük yankı uyandırdı. Özellikle gençlerin avukatlarının yaptığı savunmalar ve mahkeme kararları tartışmalara neden oldu. Bu olaylar, hukuk ve adalet sisteminin nasıl işlediği konusunda da dikkat çekici bir örnek teşkil etti.
İstanbul’da yaşanan bu olaylar gençler arasında büyük bir infiale neden oldu. Tutuklanma kararları ve adli kontrol tedbirleri, gençlerin gelecekleri üzerinde de olumsuz bir etki yaratabilir. Bu nedenle, adaletin herkes için eşit bir şekilde işlemesi ve hukukun üstünlüğünün korunması büyük önem taşımaktadır.