Türkiye ile Irak arasında gerçekleştirilen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması’nın 5. toplantısı, Antalya’da gerçekleşti. Toplantıya Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu katıldı. Irak tarafını ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve beraberindeki heyet temsil etti.
Toplantının ardından yayımlanan ortak bildiride, tarafların birbirlerinin siyasi birliğine, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiği önem vurgulandı. Askeri, sınır güvenliği, terörle mücadele, savunma sanayi, enerji, su ve Kalkınma Yolu Projesi dahil olmak üzere tüm ikili alanlarda eşgüdüm ve işbirliğini artırma kararlılıklarını teyit ettiler.
Taraflar, karşılıklı ziyaretler aracılığıyla ikili ilişkilerini kurumsal ve sürdürülebilir bir çerçevede ilerletme konusundaki ortak iradelerini vurgulayarak, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 4. toplantısını gerçekleştirmek üzere 8 Mayıs’ta Türkiye’ye yapması planlanan ziyaretin önemine dikkat çektiler.
Taraflar, terör örgütü PKK’nın her iki ülke için teşkil ettiği ortak tehdit ışığında, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın, PKK’nın feshedilmesi ve silah bırakması yönündeki çağrısının uygulanmasının önemine vurgu yaptılar. Ortak tehditlere karşı mevcut eşgüdüm ve işbirliğini kararlılıkla sürdürme konusundaki iradelerini vurguladılar.
Suriye’deki Al-Hol, Roj ve diğer kamplara çözüm bulunması gerekliliği nedeniyle ortak bir komite kurulması konusunda taraflar görüş birliğine vardılar. Ayrıca, terörizmle mücadele kapsamında, Suriye ve komşu ülkelerce 9 Mart’ta Amman’da başlatılan “Beşli Mekanizma” çerçevesinde Ortak Operasyon Merkezi kurulmasına yönelik kararlılık vurgulandı.
Taraflar, İsrail’in Gazze Şeridi, Lübnan halkı ve Suriye topraklarına karşı ağır ihlallerinden duydukları endişeyi ifade ederek, ABD ve İran heyetlerinin Muskat’ta gerçekleştirdiği toplantının olumlu sonuçlarını memnuniyetle karşıladılar. Bu diyaloğun devamının, ihtilafa barışçıl çözüm bulunmasına imkan sağlayacağına inandıklarını belirttiler.
