ABD’nin New Jersey eyaletindeki Paterson kenti, son günlerde ardı ardına gerçekleştirilen göçmen operasyonlarıyla büyük bir endişe içerisinde. Ülkenin en yoğun Türk nüfusuna sahip şehri olarak bilinen Paterson’da, ICE ekiplerinin sokaklarda kimlik kontrolleri yapması ve birçok eve ve iş yerine baskın düzenlemesi, Türk toplumu arasında büyük bir endişeye yol açtı.
Esnafın ifadesine göre, “Müşteri gelmiyor, herkes dışarı çıkmaktan çekiniyor” durumunda. İddialara göre gözaltına alınanlar arasında Türk vatandaşlarının da olduğu belirtiliyor ve yaklaşık 8-10 Türk vatandaşının gözaltına alındığı iddia ediliyor.
Görgü tanıklarının aktardığına göre, ICE ekipleri yoldan geçenleri durdurup sorgulamış, bazı iş yerlerine ve evlere kimlik kontrolü için girmiş ve birçok kişiyi gözaltına almışlar.
Özellikle Main Street çevresinde yoğunlukla Türk işletmelerinin bulunduğu bölgede, esnaflar operasyonun ardından sokakların boşaldığını ve müşteri sayısının keskin bir şekilde düştüğünü belirtiyor. Bazı esnaflar, “İnsanlar adeta evlerine kapanmış, kimse dışarı çıkmak istemiyor” diyerek operasyonun göçmen yoğunluğu olan mahallede derin bir huzursuzluk yarattığını ifade ediyor.
Türk toplumu, hem gözaltı iddiaları hem de kimlik kontrollerinin agresif bir şekilde yapılması nedeniyle “Her an kapımız çalınabilir” endişesi taşıyor. Kentte yaşayan birçok Türk aile, operasyonların devam etmesinden ve çocuklarının günlük yaşamının etkilenmesinden büyük kaygı duyuyor.
Paterson, ABD’deki en büyük Türk nüfusuna ev sahipliği yapan bir kent olarak biliniyor. Bu nedenle operasyonun kapsamı ve yöntemi, bölgede yaşayan Türkler arasında “Hedef alınıyor muyuz?” sorusunu gündeme getirmiş durumda. Toplum temsilcileri, gözaltılarla ilgili net bir açıklama yapılmasını ve bölgede yaşayan göçmenlerin hukuki hakları konusunda bilgilendirilmesini talep ediyor.
Görüldüğü gibi, Paterson’da gerçekleştirilen göçmen operasyonları, bölgede yaşayan Türk toplumu arasında büyük bir endişeye neden olmuş durumda. Bu operasyonların devam etmesi durumunda, Türk toplumunun günlük yaşamı ve geleceği konusunda ciddi kaygılar taşıdığı görülüyor. Herkesin hukuki haklarına saygı gösterilmesi ve operasyonların daha şeffaf bir şekilde yürütülmesi, toplumun tedirginliğinin azalmasına yardımcı olabilir.